T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
SAMSUN / İLKADIM - Yunus Emre Ortaokulu

ÇOCUKLARDA OLUMLU DAVRANIŞ GELİŞTİRMEK İÇİN NELER YAPILMALI?

      ÇOCUKLARDA OLUMLU DAVRANIŞ GELİŞTİRMEK İÇİN NELER YAPILMALI?

ÇOCUKLARDA OLUMLU DAVRANIŞ GELIŞTİRMEK İÇİN NELER YAPILMALI

  

 Olumlu ebeveynliğin gücünü ne kadar erken yaşama geçirirseniz, çocuklar da o kadar çabuk karşılık verirler. Bu yöntemleri ilk uygulamaya başladığınızda itirazlarla, hayır cevapları ile sık sık karşılaşabilirsiniz. Çocuklar ya işbirliğine girmekten mutlu olacaklar ya da direnmek onları mutlu edecektir. Bu yöntemleri kullanmak sabır ve pratik gerektirir ancak zaman içinde alışarak ve alıştırarak doğal olarak kullanmaya başlarsınız. Çocuklar da olumlu ebeveynlik yaklaşımına alıştıkça bu yöntemler daha etkili olacaktır.

Çocuklarda olumlu davranışların pekiştirilebilinmesi için öncelikle çocuğun yaşının gelişimsel özelliklerini bilmek gereklidir.Örneğin, 3 yaşına kadar çocuklar diğer çocuklar ile uyumlu bir şekilde oynayamazlar. Anne babalar 2 yaşındaki çocuklarını başka çocuklar ile oynamaları için bir ortam yaratmaya çalışırlarsa hayal kırıklığına uğrayabilirler çünkü çocukları bekledikleri uygun davranışı göstermeyebilir. Aynı şekilde 2 yaşında bir çocuk ile gezmeye gidildiğinde çocuğun uzun süre yerinde oturmayacağı bilinmelidir. Anne baba olarak böyle bir beklentiye girmek aynı şekilde hayal kırıklıklarına ve gerginliklere sebebiyet verebilir. Çünkü bu iki durumda da tanımlanan davranışlar, çocuğun içinde bulunduğu yaş döneminden beklenilmeyecek becerilerdir. Bu sebeple gelişimini desteklemeye yönelik, gelişimsel özelliklerin takip edilmesi edilmesi ve buna uygun ortamların hazırlanması gereklidir.

Her yaş dönemine  uygun yöntemi uygulamak önemlidir.

2 yaşındaki bir çocuğa ve 8 yaşındaki bir çocuğa farklı disiplin yöntemleri uygulamak gerekir.Dikkatini başka yere çekmek’ bebekler ve küçük çocuklar için etkili olabilir ama 4 yaşındaki bir çocuk için uygun olmayacaktır. Çocuğun içinde bulunduğu döneme özgü yapabilirlikleri önemlidir.

Anne babanın kendi çocuğunu iyi tanıması da büyük önem taşır.

Herhangi bir disiplin yöntemi belirli bir yaş aralığı için önerilebilir, ama anne babalar zaman içerisinde bazı yöntemlerin kendi çocuklarında etkili olmadığını veya bazı yöntemlerin ise çok etkili olduğunu keşfedeceklerdir.Aileler çocuklarının davranışlarının nedenlerini anlamaya çalışırlarsa, oluşan olumsuz bir davranışı değiştirmek için ne yapabileceklerini çok daha kolay bulabilirler. Örneğin çocuk yemek yemiyorsa belki çok yorgundur, belki hastalanmak üzeredir veya başka bir sıkıntısı vardır. Önemli olan böyle bir durumda çocuğa ulaşılmasıdır. Her davranışın mutlaka geçerli bir nedeni olmayabilir, ancak eğer çocuğun yaptığı olumsuz davranışın çocuğa göre geçerli bir sebebi varsa, bunu bilmek çocuğa daha anlayışla yaklaşılmasını sağlayabilir.Çocukların davranışlarının bir veya birçok nedeni olabilir. Çocukların kendilerini ifade etme becerisi geliştikçe davranışın nedenini, çocukla birlikte bulup düzeltmeye çalışmak veya desteklemek önemlidir. Anne baba çocuğun davranışının nedenine kendi karar vermemeli, nedeni çocuktan  öğrenmeye çalışmalıdır. Ailenin düşündüğü neden çocuk için geçerli olmayabilir. Örneğin, gece yalnız yatmak istemeyen çocuğun kapris yaptığını düşünen anne aslında çocuğun gece korkuları yaşadığını gözden kaçırabilir.

Çocuklar için güven duygusu yaşamlarındaki temel ihtiyaçtır.Aileler çocuklarına bakmakla yükümlüdürler. Fakat anne baba olmak, çocuk için güvenilen bir kişi olmayı beraberinde getirmez. Güven duygusu bebeklikten itibaren ihtiyaçların düzenli karşılanması ile gelişir. Çocuğa sıcaklık/sevgi göstererek, tutarlı davranarak ve ona karşı adil olarak gelişecektir. Anne babasına güvenen bir çocuk, kendisine sınırlar koyulurken onlara güvenecek ve dediklerini korkmadan yapacaktır.

Çocukla ilişkide tutarlı olmak çok önemlidir. Tutarlı davranıldığında hep aynı davranışa aynı tepki verilir. Belli bir davranışın kimi zaman hoş görülmesi kimi zaman da aynı davranış yüzünden ceza alınması çocukta çelişkiler yaratabilir. Yaptığı davranışın doğru mu, yanlış mı olduğunu kavrayamaz. Tutarlı davranışlar sergilemek, çocuğun olumlu davranışlar öğretmek ve pekiştirmek için gerekli olan bir özelliktir. Anne babalar istenmeyen davranışlara tepkilerinde zaman zaman farklı, tutarsız davranabilirler. Örneğin, bazen aynı davranış karşısında daha hoşgörülü, bazen ise daha sabırsız ve sert olabilirler. Farklı davranmanın birçok sebebi olabilir. Ebeveynin tavrını bazen davranışın nerede olduğu, o günkü ruh hali, çocuğun yaşı, kişiliği, kendilerine benzeyen/benzemeyen yönleri etkileyebilir. Örneğin, çocuk evde yemeğini döktüğünde kızılmıyordur ama misafirlikte dökerse kızılabilir.Anne keyifli olduğunda çocuğun evi dağıtmasını hoşgörebilir, sinirli olunduğunda ise kızılabilir. Anne babanın ruh hali çocuğa karşı davranışı etkiliyebilmektedir.   Anne baba arasındaki eğitim görüşlerindeki tutarlılık yani kullanılan yöntemlerde aynı dilin konuşulması önemlidir. Örneğin, bir davranış anne tarafından kabul edilemezken baba tarafından kabul ediliyorsa, çocuk kendi içinde çatışmalar yaşayabilir.Anne babanın çocuğa karşı tutarlı tepki ve davranışları, çocuğun olumlu davranışlar geliştirmesine yardımcı olacaktır. Örneğin, aile içindeki kurallar kendisine nedenleriyle aktarıldığı ve kuralları uygularken anne-baba tutarlı olduğu zaman çocuk da kurallara daha kolay uyacaktır. Aynı zamanda çocuğun iç denetim geliştirmesi de desteklenecektir.

 

Ailenin olumlu model olması önemlidir.Çocuklar çok iyi birer gözlemcidir ve hayatlarında tanıdıkları ilk kişiler aileleridir. Bir video kamera gibi tüm davranışlarını kayıt ederler. Ailelerin bunun farkında olmaları gerekir.Çocuktan yapması beklenen davranışları anne babanın kendi davranışlarıyla örnek olması işi kolaylaştıracaktır. Her evin düzeni ve düzen anlayışı kendine aittir. Ancak bu düzeni sağlayacak kural veya yasakların inandırıcı olması için annenin/babanın da onlara uyması gerekir. Örnek olmak çocuktan istenilen davranışların gerçekleşmesi için bir yoldur.

  

 

İSTEYİN AMA EMRETMEYİN


Çocukların yaşamı emirlerle doludur. Düğmelerini ilikle, dişlerini fırçala, yemeğe gel vs. Ebeveynler çocuklarına sürekli olarak aynı şeyi söylemekten nasıl sıkılırlarsa çocuklar da aynı şeyleri duymaktan sıkılırlar. Tekrarlanan emirler iletişimi zayıflattığı gibi etkisini de yitirir.

Talep etmenin ve sürekli bir isteği yinelemenin alternatifi sormak ya da rica etmektir. Örneğin; “Git ve oyuncaklarını topla” demek yerine “Gidip oyuncaklarını toplar mısın” denmelidir.  “Yapar mısın” sözcükleri çocukların direnişlerini kırar ve onları olaya katılmaya davet eder.

UZUN AÇIKLAMALARDAN KAÇININ

 
Ebeveynler olarak isteğinizi haklı çıkarmak için konumunuzu açıkladığınızda gücünüzü yitirirsiniz, çocuğun da kafası karışır. Halbuki çocuklara direnmenin bir sakıncası yoktur ve anne ve baba her zaman patrondur. 
“Artık yatman gerekiyor, yarın zorlu bir gün olacak. Dişlerini fırçala” demek yerine sadece “Dişlerini fırçalayıp yatar mısın?” demek yeterlidir. Erken yatmanın daha iyi olduğunu vurgulamak istiyorsanız daha sonra, çocuğa sizinle işbirliği yaptığı için memnun olduğunuzu söyleyin. Çocuk yatağa girdikten sonra “Dişlerini ne güzel fırçalamışsın, yarına hazırlıklı olmak için şimdi bir güzel uyuyacaksın” diyebilirsiniz. Çocuklar iyi bir şey yaptıklarında küçük konuşmalara daha açık olurlar.

 

 Devamlı Öğüt Vermekten Kaçının: 


Birçok ebeveyn çocuklarının kendileri ile konuşmadıklarından yakınırlar. Bunun en önemli nedenlerinden biri, ebeveynlerin çok fazla öğüt ve ders vermeleridir.

 Davranışı güçlendirmek için iyilikler ya da kötülükler hakkında uzun söylevler verildiğinde çocuklar işbirliğinden uzaklaşırlar. Dokuz yaşından küçükler buna hazır değillerdir, dokuz yaşından büyükler ise bu vaazları dinlemezler. Çocuklara ya da gençlere kaç yaşlarında olurlarsa olsunlar, söylev vermenin tek zamanı, onlar böyle bir şeyi istedikleri zamandır. Çocuk sizden bilgi istemedikçe, söylev yada ders vermek daha fazla direnç yaratır.

 

 

POZİTİF ÖDÜLLENDİRME YÖNTEMİ KULLANIN

Çocuğunuza doğru davranışlar öğretmek için en etkili yöntem pozitif ödüllendirmedir. Pozitif ödüllendirmeyi ödüllendirilen davranışın  tekrarlanmasıdır.

 İki tür ödül vardır. Manevi ödül ve maddi ödül. Manevi ödül, takdir etme, öpmek, kucaklamak vb. Maddi ödüller ise çikolata, dondurma, oyuncak almak vb. ödüllerdir. Sisteme erken yaşta başlarsanız manevi ödüllerin çoğu zaman yeterli olduğunu maddi ödüllere ise bazen ihtiyaç duyulduğunu görürsünüz. Ödül sistemini belirlerken öncelikle aşağıdaki hangi tür davranışı değiştirmek istediğimize karar vermeliyiz.

·    Kazandırmak istediğimiz davranışlar

·    Azaltmasını istediğimiz davranışlar

·   Onayladığımız ve devam etmesini istediğimiz davranışlar

 Eğer bir davranışı kazandırmak istiyorsanız öncelikle o davranışı nasıl yapacağını öğretmeniz gerekir. Örneğin, çocuğunuzun ders çalışma programının olmasını ve ödevlerini bu programa göre yapmasını istiyorsanız, öncelikle bu programın kendine ne tür kolaylıklar sağlayacağını anlatmalı ve programı birlikte yaparak nasıl uyacağı konusunda önerilerde bulunmalısınız. Çocuk programa uyduğu sürece hayatının kolaylaştığını görecek ve doğal olarak ödülünü alacaktır. Fakat önerdiğiniz olumlu davranışı uygulamayı becerdiğini gördüğünüzü vurgulamak, memnuniyetinizi ifade etmek ve sevdiği istediği bir ödülle motive etmek bu davranışına devam etme olasılığını güçlendirecektir. Mesela ödevini zamanında yaptığında birlikte oyun oynamak, hafta sonu birlikte futbol maçı izlemeye gitmek gibi.

 Eğer olumsuz bir davranışın azalmasını istiyorsanız yine ödüllendirme yöntemini kullanabilirsiniz. Örneğin odasını dağıtan bir çocuğun bu davranışını gözardı ederek ancak odasını topladığı zaman “Odanı topladığın için çok mutlu oldum” diyerek teşvik edebilirsiniz. Bu yolla çocuğun yapmasını istemediğiniz davranışını görmezden gelir ancak bu davranışın olumlusunu yaptığı zaman ise takdir ederek çocuğun olumsuz davranışı bırakmasını, bunun yerine yaptığı olumlu davranışı tekrarlamasını pekiştirmiş olursunuz. Eğer çocuğunuz evde size yardımcı olduysa ona sarılıp öpebilir ya da “bu günlerde bana çok yardımcı oldun, hadi dondurma yemeye gidelim” diyebilirsiniz. 

   Ödül Yöntemini Kullanırken Dikkatli Olmak Gerek:

 Sürekli ödül verdiğinizde çocuk ödüle bağımlı hale gelebilir ve ödül olmaksızın olumlu davranışı kazandırmak mümkün olmayabilir. Kazandırmak istediğiniz olumlu davranışı içselleştiremediği için ödülsüz ortamlarda zorlanablir. Ödül olmazsa yaptıkları işlerden zevk alamaz, başarı duygusunu tadamazlar. Övgü, not, özel ayrıcalıklar gibi ödüllerle çocukları motive etmek ve denetim altında tutmak onların içten gelen kendi motivasyonlarını zayıflatır ve etkinliklerden vazgeçmelerine neden olur.

 

Çocuklar Yalnız Ödül Almak İçin Uğraşınca

 

Resmim güzel olmuş mu?

Ödevimi iyi yapmış mıyım?

Bugün yaramazlık yaptım mı?

Odamı topladım gördün mü?

Tabağımdakilerin hepsini bitirdim. Daha çok tv izleyebilir miyim?

Gibi soruları sıklıkla sorabilirler.

 

Övgü dış ödüldür ve çocuk üzerinde etkilidir. Sık övgü alan çocuklar anne babalarını mutlu edebilecek şeyler yapmayı, mutsuz edebilecek şeylerden kaçınmayı öğrenirler. Bazı anne babalar için bu çok istenen bir davranıştır; ama böyle çocuklar yeniliğe kapalı, kendi kendini yönetemeyen, yaratıcılığı gelişmemiş kişiler olmaya adaydırlar. Değişmekten çok uyumu öğrenirler. Yeni bir şey denemektense, kendilerine övgü getirecek kalıplara uyarlar.

 

Övgü ve Takdir Farklıdır


 Çocukları takdir ettiğimizde yaptığı davranışın bizi olumlu etkilediğini, mutlu ettiğini ve hoşumuza gittiğini söylemiş oluruz. Anne babasının ya da öğretmeninin olumlu duygularını öğrenen çocuk bu şekilde davranmaya devam etmek ister. Daha fazla takdir görebilmek için diğer davranışlarını da değiştirmek için çaba sarfeder. Çocukları övdüğümüzde ise kişiliğine yönelik yorum yapmış oluruz, yaptığı davranışa yönelik değil. Bu gibi durumlarda çocuklar yapılan tüm yorumları kişiliklerine alırlar ve davranışı değiştirmek kolay iken kişiliği değiştirmek çok daha zordur. Yani; sınavından çok iyi not almış çocuğa “aferin, sen sınıfın en akıllısısın” dediğimizde onu övmüş oluruz ve çocuk ya gerçekten sınıfın en akıllısı olduğuna kendisi de inanıp bu beklentileri karşılamak zorunda hisseder ve en ufak bir başarısızlık durumunda çok olumsuz etkilenir, ya da kendisi de sınıfın en akıllısı olduğuna inanmadığı için ebeveynine ve kendisine güveni azalır ve olumsuz davranışını değiştirmek için motive hissetmeyecek yahut da sürekli ebeveyn onayına ihtiyaç duyacaktır.

Bu nedenle çocuğu takdir ederken;

·         Hangi davranışının olumlu olduğunu açıkça belirtmeli

·         Takdir çocuğun kişiliğine değil davranışı üzerine olmalı

·         Takdir ederken yetişkinler kendi duygularını belirtmeli

·         Takdirin sonunda “Hep böyle yap” mesajını vermemeli

 

Örneğin evdeki sorumluluklarından biri akşam çöpleri dışarı çıkarmak olan bir genç ergen için annesi “ Her akşam çöpleri dışarı çıkararak evdeki sorumluluğunu hiç ihmal etmiyorsun.Bana çok yardımcı oluyorsun ve bunun için çok mutlu oluyorum.” Denilmesi,çocuğun bu sorumluluğunu hiçbir zaman atlamaması için gerekli olan takdir cümlesidir.

 

 

OLUMSUZ DAVRANIŞLARI AZALTMA:

 

Çocuğun olumsuz davranışlarını azaltmak, uzun ve dikkatli olunması gereken bir süreçtir. Tutarlılık isteyen ve çocukla uygun olan iletişimin temel olduğu bir süreç olarak tarif edilebilir.

Çocuğun olumsuz davranışlarını azaltma çabasında bazı detaylar önemlidir. Öncelikle odaklanılan olumsuz davranışın son dönemlerde mi ortaya çıktığı, yoksa uzun zamandır mı sergileniyor olduğu doğru belirlenmelidir. Olumsuz davranış son dönemlerde ortaya çıktıysa, kullanılması gereken en güçlü yöntem görmezden gelme yöntemidir. Davranışı görmezden gelin: yaptığınız işe devam edin, çocuğunuza dikkatinizi o an yöneltmeyin ve çocuğunuz o davranışı bırakıp uygun bir davranış yaptığı an (yerine oturmak veya sessiz durmak gibi) çocuğunuzu övün. Çünkü olumsuz davranışın güçlenmesi, çocuğunuzun sizin dikkatinizi çekmesiyle sağlanacaktır. Siz ne kadar çocuğunuzun olumlu davranışlarını över ve görürseniz, o kadar olumsuz davranışın gücü azalacaktır.

Diğer çocuklarla yaptığınız herhangi bir kıyaslama, çocuğunuzda olumsuz bir tepki yaratabilir. “Bak Ahmet hiç öyle yapıyor mu? Derslerine çalışıyor ve sessiz oturuyor.” şeklindeki bir kıyaslama, çocuğunuzda ters etki yapacaktır. Çocuğunuzu yalnız kendi davranışlarıyla kıyaslayın. “Geçen aylarda sen çok güzel şekilde bana sofrayı toplamada yardım ediyordun. Bu ay biraz azalttın. Merak ediyorum acaba kendini kötü mü hissediyorsun? Bu konuyu hemen çözelim, çünkü senin desteğine her zaman ihtiyacım var.” şeklinde olumlu karşılaştırma ve yardımcı olma çabanızı dile getirin. Olumsuz karşılaştırma yapıp bırakmayın.

Olumsuz bir durumla karşılaştığınızda “Ben” diliyle konuşun. “Beni üzüyorsun.” değil, “Ben üzülüyorum.” ifadesi ben diline örnektir. Kendi duygularınızdan bahsedin ve gerekli durumlarda kendi yaşantılarınızdan örnekler verin: “Eskiden ben de benzer sorunlar yaşardım. Ama çoğunlukla mutlu olmaya çalışarak ve ailemin de onayladığı davranışları sergileyerek konuyu çözmeye çalışırdım. Sen de böyle yapabilirsin.” gibi küçük yönlendirmeler yapabilirsiniz.

Bir diğer önemli konu, çocuğunuzun yaramazlıklarını, olumsuz tavırlarını kabul etmeyin. “Bu her zaman böyle yaramazdır.”, “Ali her zaman ortalığı karıştırır.”, “Can her şeyi unutur, ama istediği zaman her şeyi hatırlar.” şeklindeki ifadeler, çocuğun olumsuz davranışlarını size kabul ettirmesi ve çocuğun olumsuz davranışlarının 1-0 önde olduğunu göstermektedir. “Ara sıra canımız sıkılabilir buna katılıyorum, ama benim oğlum her zaman uygun davranır. Ben ona güveniyorum.”, “Ali şu an biraz sıkıldı, ama eminim şimdi gelip bizimle oturacak, çünkü ona yakışan davranış bu.”, “Ali unutuyorum ifadesini kabul etmiyorum, senin hafızan şahanedir, biraz düşünürsen cevabını bulacaksın sana güveniyorum.” şeklinde yukarıdaki ifadeleri düzenleyebiliriz. Kendinizi bu konuda kontrol edin. Ne kadar çocuğunuzu “Bu hep böyledir, şöyledir.” şeklinde genellemeler yaparsanız, o kadar çocuğunuzla aranızdaki iletişim aksar.

Peki ya kalıcı hale gelmiş olumsuz davranışlar için ne yapılmalıdır? Yukarıda listelediğimiz her yöntem ve dikkat edilmesi gereken her noktayı yine uygulayın. Ancak burada daha fazla sabır ve tutarlılık gerekmektedir. Bir gün siz çocuğunuza “Sen şimdi sakin olabilirsin / oturabilirsin / hatırlayabilirsin sana güveniyorum.” deyip, bir diğer gün “Amaaan sen de hep böylesin, yaramazsın, sen hep böyle kalacaksın.” şeklinde yaklaşırsanız, tekrar tüm çabalarınızın başa saracağından ve sıfır noktasına döneceğinden emin olun. Ayrıca kalıcı davranışlar için görmezden gelmenin arkasından kullandığımız olumlu davranışı pekiştirme yöntemleri daha da etkili olacaktır. Farklı olumlu davranışları çocuğunuza vurgulamanız, onu bu davranışlar için ödüllendirmeniz önemlidir. Bunun tam tersini de yapabilirsiniz. Olumsuz bir davranış sergilediğinde çocuğunuza “Bugün aslında uzun zamandır çok güzel davrandığın için sana çikolata alacaktım. Ama bu davranışın beni çok üzdü ve bu hediyeyi sana almamaya karar verdim.” diyerek ödüllendirmeyi geri çektiğinizi de ifade edebilirsiniz.

 

 

 

 

 

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 04.05.2016 - Güncelleme: 04.05.2016 14:57 - Görüntülenme: 2058
  Beğen | 1  kişi beğendi